SU ÜZERİNE
OYNANAN OYUNLAR
Dünyada su
asla yok olmaz, varda olmaz, Bu her bakımdan kanıtlanmış bir gerçektir.
Yok iklim
kriziymiş, yok dünyada su kalmayacakmış bunlar devletlerin yöneticilerinin
beceriksizliklerinin gizlemek, ilgi odaklarını başka elde olmayan noktalara
çekmek için uydurulmuş senaryolardır.
Yok sifonun
içine su dolu bir şişe koyacakmışsın, yok arabanı yıkamayacakmışsın, bahçeni,
çiçeklerini sulamayacakmışın gibi ilgiyi başka yerlere çekmeye yönelik öneriler
TV’lerde her gün karşımıza çıkmaktadır. Bura da sorulması gerekenler esasında
1-Yağmur
sularını neden toplayamıyoruz? Her yağmurdan sonra sel basmalar, yollardan
denize akan suları neden toplayamıyoruz? Cevap esasında çok basit, Devletleri
yönetenler bunu görmezden gelerek mesuliyeti önce yüce Allaha sonra da
vatandaşlara yüklemeye çalışmaktadırlar. Yok mevsim kurak geçiyormuş, çok su
kullanıyormuşuz gibi nedenlere bağlamaya çalışmaktadırlar. Oysa bu sorun
devletlerin yöneticilerindedir. Gelişmiş ülkelere de su tüketimi refahın, temizliğin
ve gelişmişliğin göstergesidir.
Yüce Allah
dünya düzenini kurarken muhteşem bir arıtma düzeni de kurmuştur. Yapılması
gereken bu düzeni korumak ve değişen şartlara göre de geliştirmektir.
Gelişmiş
ülkeler su sorunu yaşamamaktadır. Onlar evsel atıkları arıtma, geri kazanma ve suyu
suni göllerde biriktirerek ülke çapında bir elektrik enerjisinin dağıtımı gibi
bir sistemle ülkenin ihtiyaç duyulan her yerine ulaştırabilmektedirler. Şöyle
düşünmek gerekir. Aynı iklim kuşağında olan gelişmiş ülkeler nasıl hem tarımlarını
hem de evsel hem de sanayi su ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlar?
Dünyanın
kendi arıtma sistemin de denizlerden, göllerden, nehirlerden hatta topraktan
buharlaşan sular yağmur ve kar şeklinde saf su olarak tekrar yeryüzüne
dönmektedir. Bizler ormanları yok ederek, aşırı merkezi yapılaşmalar ile hava
akımlarına mâni olarak esasında bize yağması gereken yağmurları, karları başka
ülkelere ellerimizle gönderiyoruz. Aynı basit kandırmacayı ‘’Neymiş hamsi Gürcistan’a
kaçıyormuş’’ Oysa Gürcistan ekonomik olarak ve balık neslini koruyarak
avlandığından orada balık bol oluyor. Bizde balıkçıya gittiğinde parmak kadar
hamsileri, istavritleri vs. görürsünüz. Marmara gibi bir iç deniz sayılabilecek
denizimizde dev gemiler ile adeta Marmara’yı süzercesine avlanmalar sonucu
balık neslini bitiriyoruz, Su için de öyle. Kullandığımız suyu kendi
uydurduğumuz bir yöntemler ile ‘’ topla, karıştır, uyduruk bir dezenfektasyonla
derin deşarj dediğimiz deniz dibi akıntılarına yolla. Bu hem suyu geri kazanmaya
mâni oluyor hem de denizlerin ve doğanın yapısını giderek bozmaktadır.
Diye bilirsiniz ki işediğim,
tuvalette kullandığım suyu mu kullanacağız? Evet, şu anda kullandığınız suda
aynı şekilde evlerinize hatta memba suyu olarak içme suyu olarak gelmektedir.
Dünyanın arıtma sistemi de böyle çalışmaktadır. Tek yapılması gereken
şehirlerde atık toplama sistemi oluşturmak, arıtma merkezleri oluşturmak, biyolojik
arıtma ile suyu geri kazanmak, arta kalan katı aktif çamurları gübre olarak
tarımda ve sanayi de kullanıma sunmaktır. Gelişmiş ülkelerde özel sektör ve
belediyeler bunlardan para kazanmaktadır. Tabii bununla bitmiyor. Geri
kazanılan suların oluşturulan suni göllerde biriktirilerek ihtiyaç fazlasının
tarımda kullanılması sağlanmalıdır. Alt yapı düzenlenmeleri ile yağmur, kar
sularının da kayıpsız toplanması bir şehircilik gereğidir. Katı atıkların toplanma
sistemleri ile bu yağmur ve kar sularının mümkün olduğunca temiz bir şekilde toplanması
da bir kültür meselesidir. Evlerde, okullarda sosyal medyada halkın bilinçlendirilmesi
gerekir (yerlere tükürülmemesi, sümkürülmemesi, rast gele çöp atılmaması gibi).
Su hayattır. Akan su kir tutmaz, gibi
halk tabirlerine bilimsel yaklaşımlarla ne kadar yanlış olduğu anlatılmalıdır.
SUYU BOL KULLANABİLME HALKIN DEĞİL
DEVLETLERİN GÖREVİDİR. BU GÖREVDEN KAÇMAK GELECEĞİ YOK ETMEKTİR. DEVLETLER ATIK
SU ARITMALARILARINI DESTEKLEMEK HATTA YAPMAK ZORUNDADIR.
DEVLETLER UYDURMA SU AZALIYOR,
YAKINDA SU SAVAŞLARI ÇIKACAK GİBİ VARSAYIMLAR İLE BU GÖREVLERİNDEN KAÇAMAZLAR.
DÜNYADA SU AZALMAZ. DÜNYA
KURULDUĞINDAN BU YANA SU MİKTARI HİÇ DEĞİŞMEMİŞTİR. TEMİZ SU İLE KİRLİ SU
ARASINDA Kİ ORAN DEĞİŞMEKTEDİR. BUNUN İÇİNDE KİRLETTİĞİMİZ SULARI ARITMALI VE
BU DENGEYİ TEMİZ SU LEHİNE DEĞİŞTİRMEK ZORUNAYIZ.