Bu Blogda Ara

17 Ekim 2020 Cumartesi

Ne mi düşünüyorum?

 Ne mi düşünüyorum? Her gün haberleri izlemeye başladığımda devletin en başında ki tam yetkili ağızlardan başlamak üzere diğer yetkililerin ben dahil yaklaşık nereden baksanız %40 seçmenin terörist, fetöcü, PKK lı olmamızla suçlandığımızı duyuyorum. Bu konuşma üslubundan bence derhal vazgeçilmelidir.

İnsanların suç örgütünden oldukları veya olmadıklarının kararını yalınız ve yalınız adalet sistemi verebilir ve bunun için de yasalarda söz konusu cezaları uygular. Devletin, özelliklede tam yetkilerinin kendilerini adaletin karar mekanizması gibi görmeleri ve hüküm vermeleri son derece antidemokratik ve tehlikeli bir kümeleşmelere neden olacak sonuçlar ortaya çıkarabilir. Yine aynı şekilde yasalarla kurulmuş, seçimlere girmiş, az veya çok oy almış siyasi partiler içinde geçerlidir. Bir parti hakkında yasaların yapması gereken işlemleri, her türlü delil topla yetkisi olan devletin başındakilerin bunlar ellerinde olmasına rağmen bunu adalete teslim etme yerine suçlamalarda bulunmak hem devlet yönetmenin ciddiyetine, hem de görevlerini yapmama anlamına gelir. PKK gibi bir terör örgütü ile organik bağları ve devamı konusunda konuşmalara konu olan suçlamalar için adalet mekanizmalarını derhal harekete geçirmek gerekir. Bunun içinde önce tüm yasal delillerin önce toplanması sonra adaletin harekete geçmesi gerekir. Hiç kimse veya gurup Türkiye'nin genel menfaatlerinin aksine kaba kuvvetle karşı çıkamaz ve bu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım diyen her bir ferdinin ortak görüşüdür.
Lütfen, adaleti, adaletin gerektiği gibi çalışmasına, insanların düşüncelerini açık açık korkmadan paylaşabilmesine ve bunların karşısına yine düşünce ürünleri ile çıkılmasına izin verin ki insanlar asgari ortak tabanlarda buluşabilsin, konuşabilsin anlaşabilsin. Devlet düşüncelerini kaba kuvvetle kabul ettirmeye çalışanlarla mücadele etsin. Farklı düşünmek yanlış düşünmek değildir. Ortada bir yanlış varsa bunu ortaya çıkarmak, doğruyu bulmak için insanlar düşüncelerini güvenle ve açıklıkla tartışabilmelidir ki yanlışlar doğru gibi kalmasın.
Bir kez daha ifade etmek isterim ki ağzımızdan çıkan sözler için çok düşünmemiz ve suçlamak değil aydınlatmak, düzeltme önerileri, araştırarak maddi delilleri ile ortaya koymak zorundayız.
Tüm dünyanın bize karşı olduğu bir dönemde, her zamankinden çok daha fazla farklı düşünsek bile konuşabildiğimiz, amacımızın doğruyu bulmak olması gerektiği zamanlardan geçmekteyiz ve önümüzde çok daha fazla dikenli yollar bulunmaktadır. Bir birimize düşman olmak değil, özgür düşüncelerimizle destek olmak gereği vardır. Eğitimde, sanayide, tarımda devletimiz elek gibi değerli genç bilim insanlarımızı ayırıp yurt dışın da güçlerini kullanmalarına imkan sağlamak yerine onlardan yurt içinde bu başarılarını göstermelerine ve ülkemize katkı sağlamalarına imkan tanımamız gerekmektedir. Unutmayalım ki buna bu gün başlasak meyvelerini ancak 5-10 sene sonra toplamaya başlayabiliriz. Offf, yine başım ağrımaya başladı bana şimdilik müsaade.
Saygılarımla
Hasan Arsan