Bu Blogda Ara

25 Ağustos 2023 Cuma

 

SU ÜZERİNE OYNANAN OYUNLAR

Dünyada su asla yok olmaz, varda olmaz, Bu her bakımdan kanıtlanmış bir gerçektir.

Yok iklim kriziymiş, yok dünyada su kalmayacakmış bunlar devletlerin yöneticilerinin beceriksizliklerinin gizlemek, ilgi odaklarını başka elde olmayan noktalara çekmek için uydurulmuş senaryolardır.

Yok sifonun içine su dolu bir şişe koyacakmışsın, yok arabanı yıkamayacakmışsın, bahçeni, çiçeklerini sulamayacakmışın gibi ilgiyi başka yerlere çekmeye yönelik öneriler TV’lerde her gün karşımıza çıkmaktadır. Bura da sorulması gerekenler esasında

1-Yağmur sularını neden toplayamıyoruz? Her yağmurdan sonra sel basmalar, yollardan denize akan suları neden toplayamıyoruz? Cevap esasında çok basit, Devletleri yönetenler bunu görmezden gelerek mesuliyeti önce yüce Allaha sonra da vatandaşlara yüklemeye çalışmaktadırlar. Yok mevsim kurak geçiyormuş, çok su kullanıyormuşuz gibi nedenlere bağlamaya çalışmaktadırlar. Oysa bu sorun devletlerin yöneticilerindedir. Gelişmiş ülkelere de su tüketimi refahın, temizliğin ve gelişmişliğin göstergesidir.

Yüce Allah dünya düzenini kurarken muhteşem bir arıtma düzeni de kurmuştur. Yapılması gereken bu düzeni korumak ve değişen şartlara göre de geliştirmektir.

Gelişmiş ülkeler su sorunu yaşamamaktadır. Onlar evsel atıkları arıtma, geri kazanma ve suyu suni göllerde biriktirerek ülke çapında bir elektrik enerjisinin dağıtımı gibi bir sistemle ülkenin ihtiyaç duyulan her yerine ulaştırabilmektedirler. Şöyle düşünmek gerekir. Aynı iklim kuşağında olan gelişmiş ülkeler nasıl hem tarımlarını hem de evsel hem de sanayi su ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlar?

Dünyanın kendi arıtma sistemin de denizlerden, göllerden, nehirlerden hatta topraktan buharlaşan sular yağmur ve kar şeklinde saf su olarak tekrar yeryüzüne dönmektedir. Bizler ormanları yok ederek, aşırı merkezi yapılaşmalar ile hava akımlarına mâni olarak esasında bize yağması gereken yağmurları, karları başka ülkelere ellerimizle gönderiyoruz. Aynı basit kandırmacayı ‘’Neymiş hamsi Gürcistan’a kaçıyormuş’’ Oysa Gürcistan ekonomik olarak ve balık neslini koruyarak avlandığından orada balık bol oluyor. Bizde balıkçıya gittiğinde parmak kadar hamsileri, istavritleri vs. görürsünüz. Marmara gibi bir iç deniz sayılabilecek denizimizde dev gemiler ile adeta Marmara’yı süzercesine avlanmalar sonucu balık neslini bitiriyoruz, Su için de öyle. Kullandığımız suyu kendi uydurduğumuz bir yöntemler ile ‘’ topla, karıştır, uyduruk bir dezenfektasyonla derin deşarj dediğimiz deniz dibi akıntılarına yolla. Bu hem suyu geri kazanmaya mâni oluyor hem de denizlerin ve doğanın yapısını giderek bozmaktadır.

Diye bilirsiniz ki işediğim, tuvalette kullandığım suyu mu kullanacağız? Evet, şu anda kullandığınız suda aynı şekilde evlerinize hatta memba suyu olarak içme suyu olarak gelmektedir. Dünyanın arıtma sistemi de böyle çalışmaktadır. Tek yapılması gereken şehirlerde atık toplama sistemi oluşturmak, arıtma merkezleri oluşturmak, biyolojik arıtma ile suyu geri kazanmak, arta kalan katı aktif çamurları gübre olarak tarımda ve sanayi de kullanıma sunmaktır. Gelişmiş ülkelerde özel sektör ve belediyeler bunlardan para kazanmaktadır. Tabii bununla bitmiyor. Geri kazanılan suların oluşturulan suni göllerde biriktirilerek ihtiyaç fazlasının tarımda kullanılması sağlanmalıdır. Alt yapı düzenlenmeleri ile yağmur, kar sularının da kayıpsız toplanması bir şehircilik gereğidir. Katı atıkların toplanma sistemleri ile bu yağmur ve kar sularının mümkün olduğunca temiz bir şekilde toplanması da bir kültür meselesidir. Evlerde, okullarda sosyal medyada halkın bilinçlendirilmesi gerekir (yerlere tükürülmemesi, sümkürülmemesi, rast gele çöp atılmaması gibi).

Su hayattır. Akan su kir tutmaz, gibi halk tabirlerine bilimsel yaklaşımlarla ne kadar yanlış olduğu anlatılmalıdır.

SUYU BOL KULLANABİLME HALKIN DEĞİL DEVLETLERİN GÖREVİDİR. BU GÖREVDEN KAÇMAK GELECEĞİ YOK ETMEKTİR. DEVLETLER ATIK SU ARITMALARILARINI DESTEKLEMEK HATTA YAPMAK ZORUNDADIR.

DEVLETLER UYDURMA SU AZALIYOR, YAKINDA SU SAVAŞLARI ÇIKACAK GİBİ VARSAYIMLAR İLE BU GÖREVLERİNDEN KAÇAMAZLAR.

DÜNYADA SU AZALMAZ. DÜNYA KURULDUĞINDAN BU YANA SU MİKTARI HİÇ DEĞİŞMEMİŞTİR. TEMİZ SU İLE KİRLİ SU ARASINDA Kİ ORAN DEĞİŞMEKTEDİR. BUNUN İÇİNDE KİRLETTİĞİMİZ SULARI ARITMALI VE BU DENGEYİ TEMİZ SU LEHİNE DEĞİŞTİRMEK ZORUNAYIZ.