Bu Blogda Ara

9 Ekim 2017 Pazartesi

WIKIPEDI VE WIKIMEDIA ULAŞIM ENGELLENMESİ HAKKINDA

Wikipedi ve Wikimedia hakkında.
Kanımca Wikipedi ve Wikimedia ya ulaşım kısıtlaması doğru bir davranış değildir. Sorun aleyhimize bazı paylaşımlara imkan vermeleridir: Burada önemli olan bizim de bu haksız paylaşımlara cevap verme, haklı olduğumuz konuları Türkçe ve yabancı bir lisan da paylaşabilme olanağımız olmasıdır.
Bu dünya kamu oyuna açılan önemli bir penceredir.
Wİkipedi ve Wikimedia ya ulaşımın engellenmesi haklı olduğumuz konuları dünya ya duyurabilme, yapılan yanıltıcı yayınlara cevap verebilme olanağımızı ortadan kaldırmaktadır.
Biz ne yapıyoruz, tembelliğimizden ve bilgisizliğimizden böyle bir hakkı kullanmak yerine bunu kapatarak devekuşunun korunmak için kafasını kuma gömmesi gibi sanki kendimizi koruyoruz.
Bizin kendimizi, dinimizi, inançlarımızı, örf ve adetlerimizi korumamıza ihtiyacımız yoktur, biz onlara zaten sahip çıkıyoruz. Burada sorun dünya ya bunları doğru tanıtmak ve ülkemize karşı yapılan haksız ve yanıltıcı yayınlara cevap vermektir. BAŞARI BİZİM WIKIPADİ VEYA WIKIMEDIA YA ULAŞIMI ENGELLEMEK DEĞİL, BAŞKALARININ BUNU YAPMASINI SAĞLAMAKTIR. ÖRNEĞİN ERMENİSTAN WİKİPEDİ YE ULAŞIMI ENGELLEMESİDİR.

2 Ekim 2017 Pazartesi

TAŞERONLUK HAKKINDA

TAŞERONLUK HAKKIN DA
Büyük bir ihtimalle taşeronluk ve taşeronlar hakkında yazacaklarım bir çok kişinin hoşuna gitmeyecektir. Bunda çoğunlukla balık hafızasında olmamızın çok fazla yeri vardır.
Önce taşeronluk sistemine geçmeden önce eminim çok bildiğiniz bir fıkrayı paylaşmak isterim:
Köylünün birinde bir inek varmış. Günde 40-50 kg süt veriyormuş. O kadar meşhur olmuş ki zamanın devleti bu ineği alıp üniversite akademisyenleri ile beraber sırrını çözmek ve tüm inekleri bu yönde geliştirmek istemişler. Çok yüksek bir ücretle bu ineği satın alıp mükemmel bir besi çiftliğine yerleştirmişler. Büyük bir özenle besleyip, bakmaya başlamışlar. Bir kaç gün sonra inek giderek daha az süt vermeye başlamış. Bir müddet sonra da tamamen sütten kesilmiş. Ülkenin en önde gelen veterinerleri ineği muayene etmiş. Çeşitli yöntemler uygulamışlar ama nafile. Sonun da ineğin eski sahibini bulup  ineğin yanına getirmişler. Durumu izah etmişler neden sütten kesildiğini sormuşlar. Eski sahibi ineğin yanına gelmiş, kulağına eğilmiş bir şeyler fısıldamış. İnek bir den canlanmış ve tekrar süt vermeye başlamış. Her kez memnun ayrılmışlar. İnek bir ay daha aynı şekilde süt vermiş, sonra tekrar süt azalmış ve sonunda tamamen kesilmiş. İlk denemeden iyi sonuç alan idare yine eski sahibini çağırmışlar, mecburi. Adam tekrar eğilmiş ineğin kulağına bir şeyler söylemiş. İnek kafasını sallayarak eski sahibine bir şeyler söylemiş. Eski sahibi ümitsiz bir şekilde, merak ile bekleyenlere " Bu sefer işe yaramadı," demiş. Yöneticiler merakla sormuşlar. ne oldu? Hem iki seferde bir şeyler konuştunuz onunla gibi geldi bize demişler.
Eski sahibi, bende iken de böyle yapardı, bende kulağına " tercih senin," ya sucuk olursun, yada süt vermeye devam edersin" derdim" her şey düzelirdi. İlk seferde aynısını söyledim, değince müdür hemen atılmış " Aman efendin bunu nasıl söylersiniz, o devlet malı artık. Zarar veremezsiniz." Müdür o size bu sefer ne dedi diye sormuş?  Eski sahibi çaresizlik içinde " oda sizin söylediğinizi söyledi. "Ben artık devlet malıyım, bana zarar veremezler"
Söyleyeceklerim esasında bu burada özetlenmiş gibi.
İlk düşünmemiz gereken taşeronluk sisteminin neden bu kadar yaygınlaşması olmalı.
Bir dönem İstanbul ve hemen hemen her ilin çöp sorunu çözülmesi imkansız bir hale gelmişti. İkide bir ayağa kalkan çöpçüler. sokakları çöp yığınlarına döndürdüler. Bir kişinin yapabileceği işi on kişi bile yapamıyordu. Buna birde siyasi otoritelerin görevlerini kötüye kullanıp sırf politik amaçlarla  işçi almaları ve aybaşından aybaşına uğrayıp maaşlarını alanlar eklendi. Çöp işi yalınız bir örnekti. Hemen hemen devlete çalışan her iş kolunda bu böyleydi. Hastaneler pislikten geçilmiyordu.
Bence sorun taşeronluk sisteminde değil, bizim her işimizde olduğu gibi düzenlemelerin iş işten geçtikten sonra yapılmasıdır.
Taşeronluk sistemini kaldırmak yerine, iş kanunu kapsamında yeniden yapılandırmak ve çalışma güvenliği, sosyal hakları ve sık sık değişen ama hep aynı kişilerden oluşan taşeron firmaların yeterlilik ve sürekliliğinin sağlanması yönüne gidilmelidir. Eşit haklarda, güven içinde  çalışan işçiler eğer sistemden şikayet ediyorlarsa bence çalışmaktan şikayet ediyorlar demektir.
Kısacası yaşananları tekrar yaşamanın kimseye bir faydası yoktur.